Abide Beder

Merhabalar efendim. Neden yazının adı Abide Bedel öncelikle bu konuya bir açıklık getireyim. Beder soyadından da anlaşıldığı üzere fazlasıyla tarif kokacak bloğum bu yazıyla birlikte. Pekii neden mi Abide? İnanın bu soruyu zamanında anne ve babama ben de çoğu kez sordum. Lakin babaanneden geçen bir miras, taşımak zorunda oluğum meşakatli bir ilk isim kendileri...

Uzun zamandır mutfak işlerini boşlamıştım. Yaklaşık on beş yirmi gün önce Pinquittemin beni ziyaret edecek olması, beni yeniden mutfağa sokmaya yetti. Kaç aydır görüşmüyorduk, kalkıp te izmirlerden gelecekti. Hal böyle olunca kuru bir kahvaltı yetmezdi. İyi başlangıçlar gerek yine yeni yeniden. Kalktım Arda Türkmen'in sayfasından tarif aşırdım azıcık. Ve sonunda patatesli peynirli omlet yapmaya karar verdim. Küçük hanım kızımız denedi çok sevdi. Arda Bey'in tarifine üç beş tatlı dokunuş da ben yaptım tabii. Bir deneyin bakalım belki siz de seversiniz.


PATATESLİ SILA OMLETİ (2 KİŞİLİK)

MALZEMELER:

2yumurta
1orta boy patates
Yarım çay bardağı zeytin yağı
Bolca rendelenmiş kaşar peyniri(tercihe bağlı)

YAPILIŞI:

Pateteslerimizi güzelce soyup küp küp doğrayarak omletimize başlıyoruz. Küp küp doğramak için önce parmak patates şeklinde şeritlemek işinizi kolaylaştıracaktır. Ardından ocağa orta boy bir tava koyup yarım çay bardağı zeytin yağını tavaya döküyoruz. Kızmasını bekledikten sonra hayli dikkatli ve elimizi kolumuzu yakmayacak şekilde mümkünse mutfak eldivenleriyle patatesleri kızgın yağa atıyoruz. (İş güvenliği mühim) Onlar pişe dursun bu arada yumurtalarımızı tercihe bağlı olarak göz kararı biraz süt ve tuz ekleyerek köpük köpük olana kadar çırpıyoruz. Bu yumurtanın daha lezzetli olmasını ve ısıyla temas edince daha çok kabarmasını sağlayacaktır. Bu arada patatesleri unutmadan ocaktan alsak iyi olacak üzerine hafif tuz çileyerek tabii. Ben tuzu yemek piştikten sonra eklerim ki hem mineral değeri ısıyla yitmesin hem de daha az tuz kullanalım diye. Onları yağını tavada bırakacak şekilde başka bir tabağa aldıktan sonra tavada kalan yağ ile yumurtamızı pişirmeye başlıyoruz. Eğer yağ gözünüze fazla gelir ise bir kısmını süzebilirsiniz. Yumurtanın kenarları kalıplaşmaya başlayınca içerisine patatesleri ekleyip pişmeye bırakıyoruz. Yumurtanın kıvamı size pişip pisşmediğini anlatacaktır. Bu işlem de bittikten sonra omleti servis tabağına alıp daha önceden rendelediğimiz kaşar peynirini omletin üzerine döküyoruz. Omletimizin soğumasını istemediğimiz için kaşar peynirini işleme başlamadan rendelemek mantıklı olacaktır. Tabii bu benim tavsiyem. Kaşar eklediğimiz omleti 180 derece fırında kaşar peyniri eriyene kadar pişiriyoruz. Fırından çıkardıktan sonra ise üzerine istediğimiz baharatları atıp servis ediyoruz.

Benden bu kadar bir Abide Bedel olmak zahmetli işmiş vesselam. Arayı soğutmadan başka tariflerle döneceğim.
Ha bu arada not; üzerine keyif kahvenizi içmeyi unutmayın! Yanında dedikodu edecek bir de Pinguş da bulursanız ne mutlu size.

 

Evinizin tatlişkosu Sabrina 💋

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kim Bu Kerem Yahu?

Resim
Bu yazım bir bilinmeyene ışık tutmak amacıyla klavyeye dökülmüş olsa bile üzgünüm koca bir muallak içermektedir. En azından konuyu bir yerden aydınlatalım da bu kız ne saçmalıyor olmasın. Evet efendim yazın sıcağından, heyecanlı genç arkadaşlarımın hızından, deli akan kanlarından ve de dısta dısta şarkıların veridiği uyuşma hissinden sıyrılıp azıcık asosyalliğime döneyim bir kaç çizim karalayayım klimamı da açayım diye niyetlenmişken bir anda kendimi tv zaplarken buldum. Aman Allahım ben sanat sepetle uğraşayım derken babama mı dönüşüyordum, altımdaki çizgili pijama nereden çıkmıştı? Beynim uyuşuyordu yavaş yavaş karşı koymayı bıraktım. Gözlerim gökkuşağından bir çift şeker olmuşlardı. Ne izlediğimin bilincinde bile değildim. Neyse ki yaz dizisi izlemiyormuşum oh. Buyur Burdan Bak isimli Doğa Rutkay' ın sunduğu eğlence programı kitlemiş beni meğer. İçimdeki amatör tiyatrocuya şükürler olsun. İlk bölümü göbeğimi kaşıya kaşıya izleyip İlter Hoca'nın bize oyuna beş kala aldırd
Devamı

Savaş Satış

Resim
Son zamanlarda yazmaya pek fırsatım olmadı. Yaşamakla meşguldüm vesselam. Fakat şimdi yaşananları ve yaşattıklarıyla güzel bir insanı sizinle paylaşma vaktidir. Hayatımda güzel değişimlere sebep olan adama geliyor alkışlarınızla yazım. O bir Adana delikanlısı, Çü Dramanın Gülü kankalarının ''kirvesi'' ve oo , ooo bir Savaş Satış. Umarım beş sene sonra Beyazıt Öztürk de aynı şekilde seslenerek programına çağırır bu yükselmekte olan genç oyuncumuzu. Serüvenimiz yaklaşık sekiz ay öncesine dayansa da sizin kafaları bu kadar bulandırmayacağım tabii. Sekiz ay önce hayli karışık bir arkadaş ortamında tanışıp birçok kötü olay yaşayıp azıcık limoni ayrılmıştık. Fakat sakin kafayla düşününce yaşanan olaylar kötü gibi görünse de bana o kadar çok güzellik katmış ki. Zaten kin gütmek huyum değildir karşımda da güzel bir adam olunca hemen eritiverdik buzlarımızı. Öyleydi böyleydi derken geçen hafta yeni tuttuğumuz noşlu sırça köşkümüzün ilk konuğu oldu Savaş. Laf lafı açtı Kerem Ö
Devamı

Kerem Özdoğan Konulu Teşekkür

Resim
Merhabalar efendim.  Az önce uzun zamandır blokta girmediğim istatistik bölümüne girip; kaç tıklanmışım niye tıklanmışım bir bakayım dedim.  Gördüğüm rakamlar karşısında bu yazıyı yazma kararı aldım.  Çünkü neredeyse bir ayda ikiye katlamışım tıklanma oranımı. Yaklaşık bir ay önce yazdığım, hiç bir aydınlatma vasfı taşımayan birçok soru ve sorun içeren Kerem Özdoğan konulu "çokobiyografi" yazım adeta patlama yaratmış. Tamamı ile duruşunu tavrını ve en önemlisi sahne mizacını beğendiğim bir oyuncuyu oldukça objektif biçimde ele alıp gözlemlerimi paylaşmıştım o yazımda. Hatta nerede eğitim aldığını merak edip çılgın sorularımla bitirmiştim. Yazının linkini de sevgili Kerem Özdoğan ile paylaşmıştım hatta bir ihtimal okur da  benim gibi meraklıları, genç oyuncu adaylarını aydınlatır diye çocukça bir hevesle. Lakin okuyup,  cevap vereceği tüm nezaketi ile teşekkür edeceği aklıma gelmemişti. Cevabını okurken elimde vileda ile ters takla atıyordum.  İnsanları putlaştırmak ne yazık
Devamı