Kim Bu Kerem Yahu?

Bu yazım bir bilinmeyene ışık tutmak amacıyla klavyeye dökülmüş olsa bile üzgünüm koca bir muallak içermektedir.

En azından konuyu bir yerden aydınlatalım da bu kız ne saçmalıyor olmasın. Evet efendim yazın sıcağından, heyecanlı genç arkadaşlarımın hızından, deli akan kanlarından ve de dısta dısta şarkıların veridiği uyuşma hissinden sıyrılıp azıcık asosyalliğime döneyim bir kaç çizim karalayayım klimamı da açayım diye niyetlenmişken bir anda kendimi tv zaplarken buldum. Aman Allahım ben sanat sepetle uğraşayım derken babama mı dönüşüyordum, altımdaki çizgili pijama nereden çıkmıştı? Beynim uyuşuyordu yavaş yavaş karşı koymayı bıraktım. Gözlerim gökkuşağından bir çift şeker olmuşlardı. Ne izlediğimin bilincinde bile değildim.

Neyse ki yaz dizisi izlemiyormuşum oh. Buyur Burdan Bak isimli Doğa Rutkay' ın sunduğu eğlence programı kitlemiş beni meğer. İçimdeki amatör tiyatrocuya şükürler olsun. İlk bölümü göbeğimi kaşıya kaşıya izleyip İlter Hoca'nın bize oyuna beş kala aldırdığı italyan provalara benzettim açıkcası. "Biraz yalapşap mı olmuş acaba" diye haddim olmayarak azıcık köy kahvesi siyaseti yapmıştım. Neyse ki herhangi bir şeyi hemen yargılayıp kaldırıp atmak gibi bir huyum yoktur. Bu yozlukta hali hazırda kayda değer tiyatro temalı eğlence progmı bulmuşum, bunamanın luzmu yok deyip bir sonraki bölümü de kaçırmadım tabii. Bu kez izlerken göbeğimi kaşımadım; oturdum bilet almışım da o salondaymışım gibi dikkatle izledim. Program o kadar dikkatımi çekmişti ki gerek formatı olsun hafif Mahşeri Cümbüşü tatlı bir tebessümle anımsatan doğaçlama skeçleri olsun beni resmen kitlemişti. Sonra oyuncularla ilgilenmeye başladım. Gerçekten sahne duruşlarıyla, adaplarıyla göbek kaşıyarak izlediğime utandırmışlardı beni. Belli ki hayli eğitimli oyuncularla ele alınmış bu proje. Piyasa kovalayan değil de sahne tozu yutmuş insanların o sahnede olması; biz televizyon başında pinekleyenlerin beyin kitlesini hala önemseyen yapımcılar olduğunu gösteriyor; bin şükür.
Sonuna kadar büyük sabırla izledim. Sonu daha çok hoşuma gitti. Formata göre her gösteri sonunda bir kişi (en az güldüren) kuyuya düşüyor. Yani sahne ve kostümleri topluyor. O kadar samimi o kadar içten bi fikir ki bu. Bizim amatör sahne sanki. Tiyatroda çoğu şey el yordamıyla yapılır. Öyle koca koca sahnelerin tozundan bi haber olduğumdan biz kendi dekorumuzu kendimiz toplarız yani. Programın bu şekilde bitmesi de yaratılmak istenen samimi havanın son dokunuşu olmuş.

Ee izleyelim izleyelim de taraf tutmayalım mı? Madem kuyuya düşmemek için yarışan, eğlenen bir grup var önümüzde türk halkına da taraf tutmak düşer. Ruhumuzda holiganlık var vesselam. Yıldız Tilbe taklidi ile beni benden alan efendiliği ve sahnede verdiği tatlı "es"lerle dikkat çeken Kerem Özdoğan isimli genç oyuncu arakadaşımız beni koltuğa adeta mühürledi.

Hemen aldım telefonu elime. Stalker mode on yapacaktım ki koca bir kara kutuyla karşılaştım. İçine ne koysak dolacak lakin İzmitli olduğunu paylaşmak dışında ne kendisi ne de başkası bir şey koymamış bu kutuya. Ben naçizane genç hevesli bir tiyatro sever olarak nerede eğitim aldığını bir hayli merak ettim. Ne yediği içtiği onun olsun varsın, bize bir şey desin yahu. Bu bir biyografi yazısı olacaktı ama muamma bir beyefendiyle karşı karşıyayız sayın seyirciler. Bu yazıdan bi cacık olmaz. Bilgi istiyoruz bilgi. Öyle tatlı tatlı sırıtmakla olmuyor.



Bir stalkerın günlüğü...

Yorumlar

  1. Good morning, how are you?

    My name is Emilio, I am a Spanish boy and I live in a town near to Madrid. I am a very interested person in knowing things so different as the culture, the way of life of the inhabitants of our planet, the fauna, the flora, and the landscapes of all the countries of the world etc. in summary, I am a person that enjoys traveling, learning and respecting people's diversity from all over the world.

    I would love to travel and meet in person all the aspects above mentioned, but unfortunately as this is very expensive and my purchasing power is quite small, so I devised a way to travel with the imagination in every corner of our planet. A few years ago I started a collection of used stamps because through them, you can see pictures about fauna, flora, monuments, landscapes etc. from all the countries. As every day is more and more difficult to get stamps, some years ago I started a new collection in order to get traditional letters addressed to me in which my goal was to get at least 1 letter from each country in the world. This modest goal is feasible to reach in the most part of countries, but unfortunately, it is impossible to achieve in other various territories for several reasons, either because they are very small countries with very few population, either because they are countries at war, either because they are countries with extreme poverty or because for whatever reason the postal system is not functioning properly.

    For all this, I would ask you one small favor:
    Would you be so kind as to send me a letter by traditional mail from Turkey? I understand perfectly that you think that your blog is not the appropriate place to ask this, and even, is very probably that you ignore my letter, but I would call your attention to the difficulty involved in getting a letter from that country, and also I don’t know anyone neither where to write in Turkey in order to increase my collection. a letter for me is like a little souvenir, like if I have had visited that territory with my imagination and at same time, the arrival of the letters from a country is a sign of peace and normality and an original way to promote a country in the world. My postal address is the following one:

    Emilio Fernandez Esteban
    Calle Valencia, 39
    28903 Getafe (Madrid)
    Spain

    If you wish, you can visit my blog www.cartasenmibuzon.blogspot.com where you can see the pictures of all the letters that I have received from whole World.

    Finally, I would like to thank the attention given to this letter, and whether you can help me or not, I send my best wishes for peace, health and happiness for you, your family and all your dear beings.

    Yours Sincerely

    Emilio Fernandez

    YanıtlaSil
  2. HEY! Sen öneriyosan birçok süperlikler vardır elbette bu programda derhal birinci bölümünü açıciyim şu anda. Şerloksu şeylerimi kullanıp Keram Özdoğan bey efendinin Ege Üniversitesi Tiyatro kulübünde olduğuna dair verilere ulaştım ve sanırım feysbukunu buldum. VUHU! Feysbukunu da sana mesaj olarak yolladım tabisi heheee <3 :D Başka bir stalkerin yorumu... sdsafasf

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nasıl şanslıyım ki stalkerlerin kralicesi bi pingusum var ❤

      Sil
  3. İkinci bölümüne denk gelmiştim galiba ben de. Gayet güzel bi program olmuş dediğin gibi fakat en sonunda en az güldüren kişi sadece eşyaları toplamıyo her hafta farklı bir ceza veriliyor. Mesela geçen birine tüm salondakilerle selfie çekme cezası verilmişti. :D

    YanıtlaSil
  4. Gözümden kaçmış sanırım vurgulamak istediğim samimiyetti.

    YanıtlaSil
  5. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  6. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  7. Kerem abi menemen yemegini sever. İzmitli

    YanıtlaSil
  8. Çocukluğumun geçtiği evde büyümüştür kendisi.9. Sokak no 11 alt katta yani.
    Arka bahçedeki çeşmeye ağzımı dayayıp kana kana su içtiğim çocukluğum.arka bahçede duvarın dibinde ki nar ağacı hala duruyor mu acaba.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Savaş Satış

Kerem Özdoğan Konulu Teşekkür